Son zamanlardaki en önemli hedefiniz nelerdir?
Evet hedef nedir? Neden verilir? Bakalım. (Dayak nedir, neden atılır?)
TDK Diyor ki…
Hedef sözcüğü dilimize Arapçadan girmiştir ve anlamı nişan alınacak yer, nişangahtır.
İngilizce anlamına bakmak istediğimizde kafalar karışıyor. Çünkü Google translate öncelikle “Aim” sözcüğünü yani amaç sözcüğünü hedefe karşılık olarak veriyor.
Bir yerde ateş edilen vurulan hedefken şimdi birden amaç haline geldi. Yetinmiyor translate “purpose” diyerek amaç vurgusunu güçlendiriyor.
“Hedef”in Türkçede sıklıkla kullandığımız anlamıyla İngilizce karşılığı biraz “target” biraz da “goal” gibi olabiliyor.
Türkçeye dönelim. Evet hedefin amaç olduğu amaçlanan olduğunu biliyoruz ve günlük hayatta bu şekilde kullanıyoruz.
Hedefler, insanların hayatlarında ulaşmak istedikleri şeylerdir diyebilir miyiz?
Yani belki bir araba, ev, güzel bir tatil ya da mutlu bir aile.
Bir başkası “Kırsalda ya da doğada yaşayabilmek – hep doğayla iç içe olmak.” diyebilir.
“Yok yok benim hedefim çocuklarımı özel okullarda okutabilmek, her yıl yurtdışı tatili yapabilmek.” diyebilir.
İnsanların hayatta ulaşmak istedikleri şeyler, yaşamak istedikleri hayat beklentileri ve buna bağlı hedefler de farklı olabiliyor.
Peki insanlar dedik ama kurumların-şirketlerin de hedefleri yok mudur? Evet kurumlar ve işletmeler de -yani sahipleri ya da yöneticileri de- kendilerine kısa orta uzun vadeli hedefler koyuyor olabilirler.
Kısa vadeli hedefler yakın gelecekte başarmak için belirlenen hedeflerdir. Uzun vadeli hedefler ise daha uzun bir süre içinde gerçekleştirilmek üzere belirlenir. Yaşam boyu hedefler ise kişinin hayatı boyunca gerçekleştirmek istediği hedeflerdir.
Hedefler ve hedeflerin doğru belirlenmesi her insanın ve her kurumun ihtiyacıdır bence.
Hedefler, insanların kararlı eylemleriyle seçilir. Yani yapsam iyi olur. Keşke yapabilsem düşünceleri birer hedef değildir. Onlar temennidir. Hedefte gerçek bir istek ve gayret söz konusudur.
Bu gayretler dönüştürücü, değişimci, geliştirici eylemleri ve arzuları istenilen noktaya doğru yönlendirilir.
Biraz açayım…
Hedefler, hem yönlendirici hem de motivasyon sağlayan bir işlev görür.
Bir patron, çalışan, sporcu ya da öğrencisiniz diyelim. Sporcu ve Öğrenci örneğini alalım… Evet öğrenciyseniz bir ders programı oluşturmak ve buna riayet etmek hedef planlaması sayılabilir.
Öğrencilikte hedef, bir sınavdan başarılı olmak olabilir. Bu sınav yakın zamandaki bir sınavsa o zamana kadar hangi konulara ne kadar çalışılacağı planlanıp, en süratli şekilde plan uygulamaya geçirilmelidir. Sporcuysanız ilk yarışınız ya da maçınıza, belki bir hoca ile ya da takımınızla hazırlanırken de yapacaklarınızı planlarsınız ve kazanmayı ve belki de rakibinizin çok çok güçlü olduğunu düşünüyorsanız berabere kalmayı hedefleyebilirsiniz.
Uzun vadede ne olur. Üniversite giriş sınavını örnek verelim. Sınav birkaç ay ya da 1-2 yıl sonraysa yine o süreçte nasıl yaşayacaksın, nasıl uyuyacaksın, nasıl besleneceksin?..
Aynı şekilde NBA hedefleyen bir basketbolcu da bunlara dikkat etmez mi? Yine her ikisi de sosyal hayatlarını planlamaz mı? Kendine ne kadar boş vakit ayıracaklar, ve bu boş vakitlerini nasıl değerlendirecekler? Tüm bunları düşünerek bir hedef planı yapabilirsin.
Tabi bitmiyor… Sınav içeriği nedir, hangi konulara ne sıklıkta hangi stratejiyle çalışmalısın?.. NBA için oynadığın pozisyon neler gerektirir, açıklarını nasıl kapatırsın, mevcut iyi yönlerini nasıl daha iyi hale getirirsin? Kaç kişi bu sınava giriyor yani kaç rakibin var? NBA kapısında bekleyen kaç tane aday oyuncu var? Onların önüne geçmek için neler yapmalısın ya da kendini hangi yüzdelik dilim için hazırlamak istiyorsun? Gibi gibi.
Evet bir hedef planlaması yani stratejik plan yapıyorsun. Kolay değil. Ancak hedefin olmasa ve hedefe yönelik planlama yapmamış olsan işin “zordan da zor” olmaz mı?
Peki ya prim? Ödül? Evet bu hedefler planlar ve çalışma sonunda hak edeceğin ödülü de kendin belirliyorsun. Planına ne kadar sağdık kaldın, ne kadar çabaladın ve bunların sonucu ne olacak?.. Her şey şeffaf.
Hedefin gerekliliği, faydaları konusuna girmeden önce aslında iş yaşamında da hedef prensibinin benzer olduğunu söyleyebilirim. Yani tabi iş hayatında özellikle bireysel kariyer hedefleri planlanırken öğrencilikte olduğu gibi smart, net ve adil kriterlerle hedefe ulaşamıyor olabilirsiniz.
Çünkü bazı kurum ve kuruluşlarda terfi etmenin yolu çalışmaktan, iş bilmekten, karakter özelliklerinizden değil; iyi yağcılıktan, jurnalcilikten, goygoy yeteneğinizden, tanıdık/eş/dost/akraba olabilmekten geçiyor olabilir.
Biz doğru düzgün, kurumsal ya da kurumsallaşma yolunda olan, işinde gücünde kurum ve kuruluşları düşünelim. Şeffaf ve doğru yönetilen bir insan kaynağı birimi varsa ya da İK ekibi yoksa bile sağduyulu patronları-yöneticileri varmış gibi düşünelim… Yani günümüzde çokça kullanılan “liyakat” kelimesi ve kelimenin içeriği bu kurum ve kuruluşlarda önemliymiş gibi düşünelim. Yeni mezun çalışanların öğrenmesine gelişmesine olanak sağlayan imkanlar ve anlayış varmış gibi düşünelim.… Durum böyleyse zz önce bahsettiğim öğrenci-sporcu hedefi örneklerini bire bir uyarlayabiliriz.
Hedefli çalışmak, başarıya ulaşmak ya da amacınıza ulaşmak için planlı, programlı ve verimli çalışmayı ifade eder.
Hedefli çalışmak gerekli midir? Ne faydası olur?
Öncelikle yıllardır edindiğim tecrübelerle ortaya koyduğum 4 hedef unsurunu paylaşmak isterim. Hem geçmişte çalıştığım hem de şu anda danışmanlık hizmeti verdiğim firmalarda bu 4 unsurun olmazsa olmaz olduğunu gözlemlemişimdir.
Hedefin 4 önemli unsuru.
Bu unsurlara tek tek bakalım.
Özetle; “bugünkü durumumdan daha iyi olmak istiyorsam, bu isteğimi net hedeflerle belirlemeliyim.” Gelişme ya da ilerleme isteğim/arzum ortaya bir hedef konmasının en temel nedenidir.
Paydaşlarımla da bu hedef doğrultusunda hizalanmalıyım. Ben firma sahibi olarak gelişmeyi hedefliyorum ama ekibe söylemedim -kimsenin haberi yok-. Ya da söyledim ama onlardan ne beklediğimi onlara net bir biçimde ifade etmedim. Ya da ne beklediğimi de ifade ettim ama beklentilerim doğrultusunda çalışmalar yürütülüp yürütülmediğini, sonuçlar alınıp alınmadığını takip etmiyorum. O zaman etkin bir amaç birliğinden söz edemeyiz.
Peki ne demek ulaşılabilir hedef? Ve hedeflerin ulaşılabilir olduğunu ekip nereden bilecek?
3- Hedef zorlayıcı olmalıdır. Evet istediğimiz cevap hakkını 4. cevapla kullandıktan sonra 3. unsura şimdi dönebilirim. 4. Unsur yani ulaşılabilir unsuru oluşmuş ise. Hedef zorlayıcı olmalıdır. Bazı firmalarda beleşe (kolaylıkla) prim alan, hedefleri gayet uyduruk verilmiş şanslı insanlar olduğunu gördüm. Burada şans faktörünün en belirleyici unsuruysa bu hedeflere onay veren üst yönetimdir. Şans faktörü dediğim bu yönetici tipleri ya hiç işten anlamıyordur ya hedef verme sistemini bilmiyordur ya da kolay kandırılıyordur. Her ne olursa olsun, bu göstermelik hedeflerin firmaya katkısı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bir de yine istisnai olarak yüksek karlı şirketler vardır. Bu şirketler zaten çok kazandıkları için hedefle ya da verilen hedefe karşılık ödeyecekleri primlerle çok ilgilenmezler. Dahası çok da fazla ilerleme gelişme için çabaya ihtiyaç duymadıklarından, hedef konusu bu tarz firmalarda da sallantıdadır (önemsenmemektedir). Böylesi firmalarda çalışan olmak çok keyiflidir. İş arayan ve kendini çok da zorlamadan iyi paralar kazanmak isteyen yeni mezun genç arkadaşlara, bu tarz firmaları tavsiye ederim.
Yüksek özgüvenli yönetim cahilleriyle sohbet edersiniz… Size; “Her şey çok iyi çok başarılıyız” derler. Bunu anlattığı torpilli yönetici ya da yönetim kurulu üyesi de “Ooo maşallah maşallah. Allah bozmasın.” der ve bankamatiğe doğru gözden kaybolur. Neye göre iyisin nasıl başarılısın, geçen yıla göre ne kadar büyüdün? Büyümen sadece TL bazlı mı? Miktar bazında nerelerdesin? Ne kadar büyüme hedeflenmişti ya da herhangi bir hedef var mı? İşte hedefler objektif bir şekilde ölçümlemeyi ve başarıyı ölçmek için de iyi bir araçtır.
Belirsizliğin kalkması, neden ve ne için çalışıldığının bilinmesi, hedeflerin ve dolayısıyla iş tanımlarının net olması motivasyonu artırır.
Smart yani akıllı hedefleme. Aslında SMART kelimesi akıllı hedefleme anlamıyla birlikte kelimenin barındırdığı bir kısaltma triğiyle daha da anlamlı hale geliyor.
S.M.A.R.T. hedeflemeyi şiirlerdeki akrostij yöntemini andıracak şekilde açıklamak gerekirse;
Bunlara ek olarak hedefleme çalışması hakkında 2 husus daha belirtmek isterim.
Tamam hedeflerin SMART olması iyi olur. Anladık. Ölçülebilmeli falan. Güzel. Tamam ama hedefleri nasıl belirleyeceğim?
“Hedef Belirleme Süreci” kritik önemde bir süreçtir.
Hedefler patronların ya da kurumların beklentileri ile doğru orantılıdır. Tabi bir de regülasyonlar meselesi var. Yani patronların isteseler de istemeseler de yerine getirmek zorunda olduğu sorumluluklar vardır. İşte bu beklenti ve sorumluluklar hedefleri belirler ve etkileyebilir.
Patron kar bekliyorsa tek önceliği buysa hedefler karlılığa yönelik olabilir. Patron “tabi ki kar edelim ancak sürdürülebilirliğe de önem verelim. Uzun vadeli düşünelim diyor olabilir.
Bazı patronlar çevreye de duyarlı olabilir ve yeşil üretim hedefi olabilir. Ya da kendisi çok duyarlı olmasa da regülasyonlar onu buna zorlayabilir.
Hedefleri etkileyen diğer değişkenler de mevcut imkanlar ve dış faktörlerdir. Yani F1’de yarışıyorsunuz bütçeniz Haas ya da MC Laren kadarsa en iyi ihtimalle 4.’lüğü hatta 5.liği 6.liğı hedeflersiniz. Çünkü mekanik gideriniz pilot bütçeniz bellidir. Ancak Redbull, Mercedes ya da Ferrari’yi yönetiyorsanız liderliği hedefleyebilirsiniz. Bu sizin mevcut teknik gücünüz, bilgi birikiminiz ve maddi durumunuzla ilgilidir.
Dış faktörler hedefleri nasıl etkiler? Bulunduğunuz ülkenin siyasi yapısı, ekonomisi, coğrafi uzaklığınız, ülkenize uygulanan gümrük uygulamaları hedeflerinizi oluştururken bir kriter, engel ya da destek unsuru mudur? Sizin ya da toplumun inancı, değerleri dahi amacınızı, bu amaca giden yolda ortaya koyacağınız tüm hedeflendirmeleri etkileyebilir.
Kısa vadeli ve uzun vadeli beklentileri olabilir. Kendisiniz 5 sene sonra nerede gördüğünüzü düşünmemiş olabilirsiniz. Ancak patronunuz kendisi için bunu biliyor -yani hedeflemiş- olabilir.
Siz hedef koyucu pozisyondaysanız; 3 ay sonra 6 ay sonra 1 yıl sonra 2 yıl sonra firmanız ne durumda olsun, kimlerle rekabet etsin? Belirlemelisiniz.
Bu saydıklarım hedef belirleme öncesi ihtiyaç duyulan stratejinin konusudur. Öncelikle stratejimizin ve buna bağlı uzun vadeli hedeflerimizin belirlenmesi gerekir.
Şimdi diyelim ki bir firmanız var ya da firma sizin değil ama patron hedeflendirme görevini size verdi. Aslında orta ve büyük ölçekli firmalarda yöneticiler kendi birimleriyle ilgili hedeflemelere dahil olurlar. Bu sayede doğru hedefleme yapılabileceği gibi karşılıklı mutabakatla yönetici ve dolayısıyla kendisi ve ekibi de hedeflemeye dahil olarak hedef belirleyici taraflardan biri haline gelmiş olurlar. Kendi belirlediğiniz ya da müdahil olabildiğiniz hedeflemeleri içinize sinmiş ve inanarak yerine getirmeye gayret edersiniz.
Ne Çeşit Hedefler Verilebilir?
Bu çok zor ve kritik süreci basit basit soruları cevaplayarak aşabiliriz.
İlk soru: bizim için en önemli konu ne? Bu sorunun cevabı bazen şirket misyonunun içinde olur. Bazı firmalarda patron sürekli dile getiriyor olabilir. Ya da üst yöneticiniz sizden ve ekibinizden bir konuyu daha fazla sorguluyordur. İşte bu en önemli konu sizin 1. Hedef kriteriniz olacaktır.
İster ürün ister hizmet satıyor olun. Hedefiniz daha karlı satmak olabilir. Daha çok satmak olabilir. Karı düşürerek miktarı artırma stratejisi güdüyor olabilirsiniz. Düşük karlı kategoriler yerine karlı kategorileri satmayı hedeflemiş olabilirsiniz. Tahsilatlarınızı zamanında yapmak bir hedef olabilir. Sattığınız ürünlerin vadelerini düşürmek bir hedef olabilir. Mevcut müşterinize daha çok ürün ya da hizmet satışı gerçekleştirme hedefiniz olabilir. Yeni müşteri kazanmak ve fatura kesmek bir hedef kriteri olabilir. Ya da hizmet kalitesini arttırmak, potansiyel müşteri havuzunu genişletmek birer hedef ya da kriter olabilir.
İster hizmet, ister ürün satışı yapıyor olun; hedef koymak başlı başına yeterli bir uygulama olmayacaktır. Ölçümlemediğiniz, takip etmediğiniz, sonuçlandırmadığınız hedeflendirmeler hiçbir işe yaramaz.
Peki Smart hedeflerden ölçümlemelerden bahsettim ama bu ölçüm ve değerlendirmeleri nasıl yaparız? Ölçüm için kullan dijital sistemler nelerdir? ERP nedir? CRM nedir? Bunları kullanmalı mıyız? Kullanmasak ne olur?
Dijital Dönüşüm isimli yazıda bu konuları okuyabilirsiniz.
Recep ŞABABOĞLU, PhD.c
WhatsApp us
* Satış Kanalına Göre Satış Temsilcisi Eğitimleri
* Satış Kanalına Göre Satış Yöneticisi Eğitimleri
* Satış Kanalına Göre Bölge Müdürleri Eğitimleri
* Satış Kanalına Göre Satış Müdürleri Eğitimleri
* Satış Kanalına Göre Kanal Müdürleri Eğitimleri
* Saatlik Eğitimler
* Yarım Günlük Eğitimler
* Günlük Eğitimler
* Modül Bazlı Eğitimler